1.Karadeniz Çalıştayı’nda konuşma yapan İnşaat Mühendisi Cevat Öncü, Ünye Sahilköy Mahallesi Muhtarı Mehmet Şensoy ve Doç. Dr. Coşkun Erüz Karadeniz kıyılarında yaşanan bozulmaların yerleşim yerleri için tehdit oluşturduğuna dikkat çekti.
—-------------------------------------------------------------
Atakum Belediyesi ev sahipliğinde ‘’Karadeniz Yarına da Kalsın’’ sloganıyla gerçekleştirilen 1. Karadeniz Çalıştayı’nda konuşan  İnşaat Mühendisi Cevat Öncü, Ünye Sahilköy Mahallesi Muhtarı Mehmet Şensoy ve Doç. Dr. Coşkun Erüz Karadeniz kıyılarında yaşanan bozulmaların ciddi boyutlara ulaştığı konusunda uyarıda bulundu. Konuşmacılar ‘’Karadeniz Kıyı Tahribatı ve Çevre Kirliliği’’ başlığı altında önemli bilgiler verdi.  

‘’KARADENİZ SERT REAKSİYONLAR
 VERMEYE BAŞLADI’’
İnşaat Mühendisi Cevat Öncü yaptığı konuşmada: ‘Bugün Samsun sahili özellikle de Türkiye'nin belki de en kaliteli kum niteliğine sahip ve en uzun sahillerinden birisi olan Atakum sahili maalesef gözümüzün önünde eriyor. Kurupelit Yat Limanı ve batı tarafta da Dereköy Balıkçı Barınağı risk altında. Sahil oyulmalarının artışı Balıkçı Barınağına 1996 ve 1997 yıllarında yapılan önemli bir ilave mendireğin uzatılmasıyla başladı. Bizde maalesef yönetenlerimiz, karar vericilerimiz istisnalar hariç araştırma ve planlama sürecini çok kısa tutuyorlar veya yok sayıyorlar. Karadeniz kendine yapılan müdahalelere oldukça sert reaksiyonlar vermeye başladı. Hemen mendireğin doğu tarafında dibinde olmak üzere tahribatlara başladı. Sahili büyültürken batı tarafına da kum yığmaya başladı. Doğu tarafında çok ciddi boyutlara ulaştı. Evlerin bahçelerini de  almaya başladı.’’ tespitinde bulundu.    

‘’BİLİM İNSANLARININ UYARILARINA
  RAĞMEN KIYILAR DOLDURULDU’’
Ünye Sahilköy Mahallesi Muhtarı Mehmet Şensoy ekolojik yıkım karşısında çevre mücadelesi vermenin önemine değinerek ‘’ Ordu’nun yüzde 84’ünün maden sahası ilan edildiği bir coğrafyadan bahsediyoruz. Giresun’un da yaklaşık yüzde 75’i maden sahası ilan edilmiş durumda. HES’ler (Hidroelektrik Enerji Santrali) hızla devreye sokuldu. Vadilerde birçok HES’in yapımına başlandı. Onlarca HES’in olduğu vadilerin denizle buluştuğu noktada artık eskisi gibi alüvyonların gelmemesi nedeniyle denizlerin karaya girmeye başladığını ve kumsallarda bozulmalara neden olduğunu görüyoruz. Ordu ve Giresun’da kıyı ve sahillerin bozulmasının başta gelen gelen nedeni Karadeniz sahil görüntüsü. Karadeniz sahil yolu sahillerden geçilerek kıyı dolgularıyla yapılmıştır. Bilim insanlarının meslek odalarının tüm uyarılarına rağmen işin uzmanları dikkate alınmadan kıyılar doldurularak bir yol yapıldı. Belki gerekliliktir ama bunun çevreye ve doğaya bu kadar zarar verecek şekilde yapılması aslında cinayettir.’’ diye konuştu. 

YANLIŞ MÜDAHALELERİN
EKOSİTEME ZARARI BÜYÜK
 
Karadeniz Teknik Üniversitesi Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi, Deniz Bilimleri ve Teknoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Coşkun Erüz de doğada bilimsel temele dayandırılmayan uygulamaların geri dönüşü olmayan tahribatlara yol açacağını belirterek şu bilgileri verdi: ‘’8 bin yıl önce denizler yükselip küresel ısınmayla bugünkü kıyılar ortaya çıktığında orjinal kıyıydı. Sonra açılma, kaçılma, birikme ile birlikte kıyılar değişti ve bugün bizim yaşadığımız sahil deltaları, delta ovaları ile küçük deltacıklar ortaya çıktı. Biz sonra deltaları kendimize göre değiştirmeye başladık. İlk süreç doğal. Canlılar da kendini bu süreçte adapte ediyor. Biz kıyıları doldurmaya başladığımızda sorun başlıyor. Siz haftada bir su kütlesini taşla doldurduğunuz da oradaki canlıların hiçbir yere gitme imkanı yok. Bizim anlayabildiğimiz genelde  idarecilerin de sevdiği ‘’Balıklar yüzer gider’’ diye bir düşünce var. Peki yüzemeyenler ne yapar? Yüzemeyenin artık şansı yok. Sadece o coğrafyada yaşıyorsa onun neslini ortadan kaldırma  riskimiz var. Dolayısıyla bilimsel bilgimiz olmadan alana ait  ekolojik, fiziksel ve jeolojik bilgiler olmadan yapılacak müdahaleler mutlaka ekosistemin zarar görmesi şeklinde kendini gösteriyor.’’