Atakum Belediyesi öncülüğünde gerçekleştirilen 1. Karadeniz Çevre Çalıştayı’nda konuşan 
Ziraat Yüksek  Mühendisi Cemil Bozbaş ve Doğal Yaşam ve Toplum Gönüllüsü Ali Çömez Türkiye’de uygulanan tarım politikalarının etkilerini değerlendirdi.

Atakum Belediyesi ev sahipliğinde gerçekleştirilen 1. Karadeniz Çevre Çalıştayı’nda konuşan 
Ziraat Yüksek  Mühendisi Cemil Bozbaş ile Doğal Yaşam ve Toplum Gönüllüsü Ali Çömez geçmişten günümüze tarım politikalarının etkilerini masaya yatırdı.

‘’TARIM ALANLARI GİTTİKÇE AZALIYOR’’
Ziraat Yüksek Mühendisi Cemil Bozbaş, yaptığı konuşmada 1989 yılında kamuda başlatılan reorganizasyon faaliyetleri kapsamında önemli tarım kurumlarının kapatıldığının belirterek uygulamanın tarım üzerinde olumsuz yansımalarının devam ettiğini belirtti. Ziraat Mühendisi Bozbaş, köy yerleşik alanlarının köy yerleşim alanları sınırlarına taşınmasına da değinerek şöyle konuştu: ‘’442 Sayılı Köy Kanunu değiştirildi. 2005’te kabul edilen ‘’Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nda köyle ilgili iki ana madde bulunuyor. Birincisi köyün çaycısı, sağlık ocağı bakkalcısı, kahvehanesi, köy odasını ihtiva eden köy yerleşik alanı diğeri de köyün tüm sınırlarını kapsayan köy yerleşim alanıdır. Köy yerleşik alanında arazi olan bir vatandaş orada istediği her şeyi yapabiliyor. Sadece kamu kurumlarından usulen bir görüş istiyor. Ama köy yerleşim alanında bir yatırım yapacağı zaman o talebini ilgili belediye üzerinden Tarım İl Müdürlüğüne göndermesi gerekiyor.Orada valiliğin başkanlığında kurulmuş dokuz kişilik bir toprak komisyonu var; fakat toprak koruma kurulları tarafından taleplerin ortalama yüzde yetmiş sekseni uygun bulunmadı. O zaman özellikle büyükşehirlerde köy yerleşik alanları tamamen köy yerleşim alanlarının sınırlarına taşıdılar. 31 tane büyükşehir belediyesinde belki milyonlarca hektar arazi bir kalemde tarım dışına çıkarıldı. Ama bunu kırsal kesimdeki insanlar bilmiyor ve kendi arazinin tarım arazisi olduğunu düşünüyor. İlave edilen maddelerle toprak kanunu işlevsiz hale dönüştürüldü. Bu nedenle tarım alanları gittikçe  azalıyor. Türkiye’de 20 sene önce 26 milyon hektar tarım arazisi varken bugün o alanlar 22 milyon hektara düştü.’’

‘’O TOPRAKLARDA YEDİ KATLI BETONLAR VAR’’
Doğal Yaşam ve Toplum Gönüllüsü Ali Çömez, uygulanan tarım politikalarının etkilerini kendi hayatından örneklerle anlatarak ‘’Ben üniversitedeyken köyüme giderdim. Onlar bizi okutabilmek ve kentlerde  tutabilmek için büyük çaba sarf ettiler. Hatırlarsınız otobüs garajımız Cumhuriyet Meydanı’ndaydı. Bindiğimiz otobüslerin bagajında silme çuval ve turşu küpleri olurdu. Fasulyelerimiz, meyvelerimiz, fındığımız, çayımız, tuzumuz ve patatesimiz o topraklardan gelirdi. Peki biz o topraklara ne götürdük? Bildik, donandık, gittik. Şimdi gidiyorum o topraklarda yedi katlı beton görüyorum. Yaylalarımız eskiden koyun yaylamak için kullanılırdı. Şimdi araba yaylıyoruz. Koyun, keçi, inek sığır yok.’’ ifadelerine yer verdi.